Uçuşlarda Maruz Kalınan Radyasyon Dozu

Son yıllarda hem kişisel hem de iş seyahatleri için uçak ile yapılan seyahatler oldukça yaygınlaşmaya başladı. Uçak seyahatleri sırasında düşük seviyeli radyasyona maruz kalırız. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde doğu yakasından batı yakasına seyahat eden bir insan ortalama 0.035 mSv (3.5 mrem) kozmik radyasyona maruz kalıyor. Burada maruz kalınan radyasyon miktarı, tek seferlik göğüs röntgeni sırasında maruz kalınan x-ışını radyasyonundan daha düşük seviyededir.

Uçak Seyahatinden Nasıl Radyasyona Maruz Kalırım?

Uçak seyahatleri sırasında maruz kalınan radyasyon, kozmik radyasyondan ya da uzay radyasyonundan kaynaklanır. Kozmik radyasyon güneşimiz de dahil diğer tüm yıldızlar tarafından üretilir.

Uçak Seyahatinden Ne Kadar Radyasyon Alırım?

Uçak seyahati sırasında alınan radyasyon miktarı (doz) düşüktür ancak birkaç faktöre bağlıdır.

Bu radyasyon seviyeleri düşük ve insan sağlığını etkileme olasılıkları azdır.

  • Uçuş süresi

Uçak seyahati ne kadar uzun sürerse, alacağınız radyasyon miktarı o kadar fazla olacaktır.

  • Rakım

Maruz kalınan doz yükseklik ile direkt olarak bağlantılıdır. Uçaklar genellikle 9000 – 12000 metre yükseklikte uçarlar. Bunun sebebi havanın yükseldikçe incelmesidir. Bu sayede hava daha az gaz molekülü içereceğinden uçak daha az yakıt tüketerek daha hızlı yol kat edecektir. Ancak atmosfer içindeki gaz moleküllerinin yoğunluğunun azalması aynı zamanda uzaydan gelen kozmik radyasyonu saptırmak için daha az parçacık olacağı anlamına gelir. Bu sonuç yüksek rakımlarda atmosferin daha az koruyucu olmasından kaynaklanır. Dünya yüzeyinden ne kadar uzaklaşır, radyasyon kaynağına ne kadar yaklaşırsak radyasyona karşı korumamızı o derecede kaybetmiş oluruz.

  • Enlem

Ekvatora olan uzaklığınız kutuplara doğru arttıkça daha fazla radyasyon alırsınız. Bu, Dünya’nın manyetik alanının, kozmik radyasyonu ekvatordan kutuplara doğru saptırmasının bir sonucudur.

Uçakla seyahat etseniz de etmeseniz de bir kişinin kozmik radyasyondan alacağı ortalama doz 0.33 mSv (33 mrem) ya da yıllık maruz kalınan doğal radyasyonun %11’i kadardır.

Uçak Seyahatinden Kaynaklanan Radyasyonun Riski Nedir?

İnsanların büyük çoğunluğu için uçak seyahatinde maruz kaldıkları radyasyon herhangi bir sağlık riski oluşturmak için çok düşük seviyelerdedir. Bundan dolayı ortada çok fazla endişelenecek bir durum bulunmamakta.

Uçak seyahatinden kaynaklanan radyasyon aslında her gün maruz kaldığımız, uzayda doğal olarak oluşan radyasyonun bir sonucudur.

Doz Seviyeleri Ne Anlama Geliyor? 1 mSv Doz Çok Mu Fazla?

Evet, 1 mSv doz radyasyon için oldukça yüksek bir seviye. TAEK verilerine göre doğal radyasyon yolu ile alınan ortalama yıllık etkin doz 2,4 mSv civarındadır. Bununla birlikte, bazı ülkelerde bu miktar 10 mSv’in üzerindedir.

Radyasyon dozları hakkında kabaca bir fikir elde etmek için birkaç örneğe göz atalım:

  • 05 mSv/yıl: Doğal arka plan radyasyonun küçük bir kısmı. Nükleer santrallerin tasarımında güvenlik şeridinde izin verilen maksimum doz hızı. Operasyon sırasındaki doz gerçekte çok daha azdır.
  • 3-0.6 mSv/yıl: Yapay kaynaklardan alınan radyasyonun tipik doz hızı miktarıdır. Genellikle medikal kaynaklı olanlar için geçerlidir.
  • 4 mSv/yıl: Ortalama tipik arka plan radyasyonu. Coğrafyaya göre farklılık göstermektedir.
  • 5 mSv/yıl (maksimum): Orta irtifalarda uçan uçaklarda alınan tipik doz hızı miktarıdır.
  • 9 mSv/yıl: Okyanus aşırı uçuşlardaki doz hızı (Tokyo-New York).
  • 10 mSv/yıl: Karın ya da pelvis bölgesi bilgisayarlı tomografi (CT) taraması doz miktarı
  • 20 mSv/yıl: Bazı ülkelerdeki nükleer endüstri çalışanları ve Uranyum madencileri doz limiti miktarıdır.
  • 50 mSv/yıl: Radyasyon işçileri tarafından bir yıl için maksimum doz limiti (5 yılın ortalaması 20 mSv/yıl). Aynı zamanda İran, Hindistan ve Avrupa gibi bölgelerde görülebilen arka plan dozu miktarıdır.
  • 50 mSv: Kısa dönem acil durumlarda çalışanlar için izin verilen doz miktarı. (IAEA)
  • 100 mSv: Kanser riskini artırdığına dair kanıt bulunan en düşük yıllık doz miktarı (UNSCEAR). Bunun üzerindeki miktarlarda kanser oluşma olasılığının, dozla arttığı varsayılmaktadır. Bu miktarın altında herhangi bir zarar görülmemiştir. Çok önemli acil durum müdahaleleri yapanlar için kısa dönemde izin verilen doz miktarıdır. (IAEA)
  • 130 mSv/yıl: Radyolojik olay sonrası uzun dönem güvenlik seviyesi (kirlenen bölgenin 1 m üzerinden ölçüldüğünde)
  • 170 mSv/hafta: Radyolojik olay sonrası 7 günlük geçici güvenlik seviyesi (kirlenen bölgenin 1 m üzerinden ölçüldüğünde).
  • 250 mSv: Fukushima-Daiichi kazasında radyasyon çalışanları için izin verilen kısa dönem doz miktarı.
  • 250 mSv/yıl: İran’ın Ramsar bölgesindeki doğal arka plan radyasyon doz hızı. Belirlenen bir sağlık etkisi bulunmamaktadır. Belli yerlerde doz hızları 700 mSv/yıl’a ulaşmaktadır.
  • 350 mSv (ömür boyu): Çernobil kazası sonrası çevrenin boşaltılması (halkın taşınması) için doz miktarı.
  • 500 mSv: Hayat kurtarma durumlarında izin verilen kısa dönem doz limiti. (IAEA)
  • 680 mSv/yıl: 1955 yılı için belirlenen doz seviyesi (Gama Işını, x-Işını ve Beta)
  • 700 mSv/yıl: Nükleer kaza sonrası önerilen çevrenin boşaltması için eşik doz hızı miktarı.
  • 800 mSv/yıl: Kaydedilen en yüksek arka plan doz hızı miktarı. Ölçüm Brezilya sahillerinde yapılmıştır.
  • 1000 mSv = 1 Sv (kısa dönem): Geçici radyasyon rahatsızlıkları (akut radyasyon sendromu) için eşik değer. Bulantı ve beyaz kan hücrelerindeki azalma örnek gösterilebilir. Ölümcül değildir. Bu seviyenin üzerinde zarar şiddeti doz ile artmaktadır.
  • 5000 mSv = 5 Sv (kısa dönem): Maruz kalanların yarısını bir ay içerisinde öldürebilecek doz miktarı. (Bu, tedavilerdeki çok küçük bölgeye verilen günlük doz miktarının iki katı kadardır. Tedaviler 4-6 hafta kadar sürmektedir.)
  • 10000 mSv = 10 Sv (kısa dönem): Birkaç hafta içinde ölüm beklenir.

Uçuş Personelleri Uçuş Sırasında Ne Kadar Radyasyon Dozuna Maruz Kalırlar?

Aşağıdaki bilgiler referans olarak gösterilen makalelere göre özetlenmiştir.

Feng YJ, Chen WR, Sun TP, Duan SY, Jia BS, Zhang HL. Estimated cosmic radiation doses for flight personnel. Space Med Med Eng 15(4):265–269; 2002.

  • Xinjiang Airlines’ın 1997’den 1999’a kadar tüm uçuşlarının ortalama efektif doz oranı 2.38 uSv/sa’tir.
  • Uçuş personeli için ortalama yıllık kozmik radyasyon dozu 2,19 mSv’dir.
  • İzlenen tüm uçuş personellerinin yıllık bireysel dozları, Uluslararası Radyolojik Koruma Komisyonu (ICRP) tarafından önerilen 20 mSv/yıl limitinin oldukça altındadır.

Bottollier-Depois JF, Chau Q, Bouisset P, Kerlau G, Plawinski L, Lebaron-Jacobs L. Assessing exposure to cosmic radiation during long-haul flights. Radiat Res 153(5 Pt. 1):526–532; 2000.

  • Paris-Buenos Aires uçuşu sırasında 3 uSv/sa ölçülen en düşük doz oranıdır.
  • En yüksek oranlar, 1996–1997’de Paris’ten Tokyo’ya uçuş sırasında 6.6 uSv/sa ve Concorde’da 9.7 uSv/sa’tir.
  • Ses hızını aşan 700 saatlik uçuşa ve Concorde için 300 saatlik uçuşa dayanan yıllık etkin doz, en az maruz kalınan rotalar için 2 mSv ve daha fazla maruz kalınan rotalar için 5 mSv arasında tahmin edilebilir.

Waters M, Bloom TF, Grajewski B. The National Institute for Occupational Safety and Health/Federal Aviation Administration (NIOSH/FAA) working women’s health study: Evaluation of the cosmic-radiation exposures of flight attendants. Health Phys 79(5):553–559; 2000.

  • Radyasyon dozu seviyeleri, uçuş süresi, enlem ve yüksekliğin karmaşık bir fonksiyonunu temsil eder.
  • Bu çalışma için toplanan verilere dayanarak, bir uçuş ekibinin deneyimleyeceği radyasyon dozu seviyeleri, ICRP ve FAA tarafından önerilen 20 mSv/yıl olan geçerli mesleki limitlerin oldukça altındadır.
  • Ulusal Radyasyondan Korunma ve Ölçümler Konseyi (NCRP), aylık 0,5 mSv eşdeğer doz limiti önermektedir. ICRP, hamilelik sırasında radyasyon sınırının 1 mSv olmasını önermektedir.
  • Yalnızca hamilelik sırasında uzun uçuş süreleri geçiren (örneğin, bir ayda 100 saat) ve tam anlamıyla en yüksek doz oranına sahip rotalarda (tipik olarak Amerika Birleşik Devletleri’nden Buenos Aires’e veya Amerika Birleşik Devletleri’nden Tokyo’ya gibi küresel rotalar) çalışan uçuş ekipleri, NCRP aylık kılavuzundaki değerli aşacaktır.

Friedberg W, Copeland K, Duke FE, O’Brien K 3rd, Darden EB Jr. Radiation exposure during air travel: Guidance provided by the FAA for air carrier crews. Health Phys 79(5):591–595; 2000.

  • Seattle – Portland: 100 blok saatte 0,03 mSv
  • New York – Chicago: 100 blok saatte 0,39 mSv
  • Los Angeles – Honolulu: 100 blok saatte 0,26 mSv
  • Londra – New York: 100 blok saatte 0,51 mSv
  • Atina – New York: 100 blok saatte 0,63 mSv
  • Tokyo – New York: 100 blok saat başına 0,55 mSv

Oksanen PJ. Estimated individual annual cosmic radiation doses for flight crews. Aviat Space Environ Med 69(7):621–625; 1998.

  • Bu çalışmada, mürettebat üyeleri için ortalama 673 blok saat, pilotlar için ortalama 568 blok saat alınmıştır.
  • Kabin ekipleri için ortalama yıllık kozmik radyasyon dozu 2,27 mSv’dir.
  • Uzun mesafeli uçuş kaptanları için ortalama yıllık kozmik radyasyon dozu 2,19 mSv’dir.

Kaynaklar:

  1. https://www.cdc.gov/nceh/radiation/air_travel.html
  2. https://www.omnicalculator.com/everyday-life/flight-radiation
  3. https://hps.org/publicinformation/ate/faqs/commercialflights.html
  4. https://www.afad.gov.tr/kbrn/radyasyon-dozlari-ve-etkileri
  5. https://www.taek.gov.tr/tr/2016-06-09-00-43-46/1087-dogal-radyasyon-kaynaklari.html

Gıdalardaki Doğal Radyoaktivite: Uzmanlar Uluslararası Standartları Nasıl Birbirine Uyumlu Hale Getirebileceklerini Tartışıyor

Tüm yiyecekler içlerinde, topraktan karadaki ekinlere, sudan deniz, göl ve nehirlerdeki balıklara aktarılan radyonüklidler barındırırlar. Radyonüklidler aşırı enerjiye sahip atomlardır. Bu enerji onları kararsız ya da daha yaygın bir tabir ile radyoaktif hale getirir.

İçme suyu ve gıdalardaki doğal radyonüklidler genellikle oldukça düşük seviyelere sahip olmakla beraber insan tüketimi için güvenlidirler. Ancak yerel jeoloji, iklim ve tarımsal uygulamalara bağlı olarak önemli ölçüde değişiklik gösterebilirler. Bundan dolayı, konunun uluslararası uzmanları gıda güvenliğini yükseltmek amacıyla, gıdalardaki kabul edilebilir doğal radyoaktivite miktarlarını ölçmek ve belirleyebilmek için bir kılavuz geliştirmekteler.

UAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı) Radyasyondan Korunma Birimi Başkanı Tony Colgan “Her gün günlük diyetimizden düşük bir miktar radyasyon dozu alırız. Bu durum halk sağlığı açısından çoğu zaman önemsiz olsa da tüketiciler tarafından alınan dozlara etki eden faktörler hakkındaki bilgilerimizi geliştirmek açısından önemlidir.” diyor.

2018’de Viyana’da yapılan bir toplantıda konu üzerine uzmanlar, normlar ve kılavuzların şimdiye kadar insan yapımı radyasyon seviyeleri üzerine odaklandığını, bunun yanında doğal radyasyona daha az dikkat ettiğini belirttiler. Bununla birlikte Belçika nükleer araştırma merkezinden Lieve Sweeck’in de belirttiği gibi, besin zinciri ve çevredeki doğal radyasyonun birikimini ve hareketini belirlemek önemlidir, çünkü çoğu insanın radyasyon dozu doğal kaynaklardan gelir.

Dünya Sağlık Örgütü içme suyundaki hem doğal hem de insan yapımı radyonüklidlerin yönetimi için kılavuz seviyeleri de dâhil olan bir taslak geliştirdi[1]. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) tarafından oluşturulan Kodeks Alimentarius Komisyonu da insan tüketimi için kullanılan gıdalarda bulunan ve nükleer veya radyolojik bir acil durumdan sonra kontamine olmuş uluslararası olarak işlem gören radyonüklidlere uygulanabilir kılavuz seviyeleri yayınladı[2].

UAEA şimdi ise acil olmayan durumlarda gıdalardaki doğal radyoaktivite konusu üzerine uyumlu kılavuzlar için ilkeler geliştirmeye uğraşacak ve hazırlayacakları bu kılavuzu insan yapımı radyonüklidler için hâlihazırda var olan kılavuz ile bütünleştirmeye çalışacaklar. Bu kılavuz, gıdalardaki doğal radyonüklid konsantrasyonu üzerine mevcut bilgilerin bir incelemesini, yüksek konsantrasyonların meydana gelebileceği koşulların araştırmasını ve hakkında neredeyse hiç veri bulunmayanlar da dâhil belirli ilgiye sahip gıdaların ve radyonüklidlerin tanımlamalarını içermektedir.

Birçok ülke gıdalardaki radyoaktivite seviyelerini belirlemek için ulusal izleme programları kullanırlar ve bu tür programlar sezyum, stronsiyum ve plütonyum gibi insan yapımı radyonüklidler üzerine odaklanma eğilimindedir. Uranyum, toryum, radyum ve polonyum gibi doğal radyonüklidlerin gıdalarda ölçülmesi zor ve maliyetlidir. Ayrıca birçok ülkenin sahip olmadığı tesisler, ekipmanlar ve insan kaynağı da gerektirir.

30 Ekim-1 Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleşen bu toplantıda, Belçika, Brezilya, İran ve Rusya’dan uzmanlar ulusal olarak üretilen gıdalardaki doğal radyonüklidleri ölçmek için yaptıkları çalışmaları sundular.

Toplantıya ayrıca Gıda ve Tarım Organizasyonu, Birleşmiş Milletler Atomik Radyasyonun Etkileri Bilimsel Komitesi ve Dünya Sağlık Örgütü temsilcileri de katılım sağladı.

Kaynak: IAEA